Geçenlerde Instagram postumda da girmiştim çizgi konusuna, blog yazım aslında planlarımda netti ama dayanamayıp bir paylaşım yaptım. Çizginin etkisini her alanda ve her stilde çok seviyorum, bu yüzden iç veya dış mekanda ki kullanım alanlarına birlikte de bakalım istedim. Tabi mekanlara girmeden önce ve yazının sonunda olduğu gibi farklı alanlarda ki kullanımlarına da değinmeden olmazdı..
Modada olsun, içmimaride veya sanatta çizgilerin gücüne ve estetik duruşuna hayranım.Sizce de şu duruş ilk bakışta biraz ''Marine'' ama aynı zamanda kabul edelim biraz da ''Snob Fransız'' ama oldukça ''Zarafet'' ve tabi ki çokça da '' Sofistike '' kelimeler fısıldamıyor mu kulağınıza?
1850'lerde tüm dünyada ünlenen Fransız deniz kuvvetlerine ait formaların ana karakteriydi çizgiler, daha sonraki yıllarda,bu desen birçok tasarımcı ve modacıya ilham oluyor.Coco Chanel gibi büyük moda isimlerinden, Picasso gibi sanatçılara kadar çizgilerin akılda kalan gücünü kullanmış birçok büyük isim sayabiliriz.Hatta fotografik hafızadan yararlanıp, imaj haline bile getirmişler diyebiliriz..
Picasso dendiğinde sizin de aklınıza ilk gelen görüntüsü; çizgili kıyafetleriyle olmuyor mu?
Çizgiler monoton bir dokuyu ve görünüşü bir anda hareketlendirirken diğer yandan sadeliğini de koruyor. Bu yüzden birçok stilde ve dokuda çizgi deseni risksiz ve güvenli bir alan sağlıyor aslında. Aynı zamanda ince çizgilerin verdiği klas ve zarif etki, kalın ve karakteristik çizgilerin verdiği modern etki çok zıt alanlarda yer alsa da, geniş bir kullanım alanı sağlıyor..
Aşağıda ki fotoğraflarda Audrey Hepburn'ün kullandığı ince çizgili shirtlerin verdiği zarafet ile, orta görselde yer alan Linda Rodin'in kullandığı daha kalın çizgili bir üst ile yakaladığı modern etki.. Herbiri çok hoş ama etkileri ve stilleri bir anda nasıl farklılık gösterebiliyor...
Birçok desenden veya renkten zamanla sıkılabilme ihtimalimiz var, birçok desen modaya göre bile değişiyor veya renkler senelik olarak öne çıkıp sonra bir anda demode olabiliyor. Aslında bunun sebebi gelir geçer modadan çok, gözün çok fazla görmesi ve zamanla her neyi çok görüyorsa ondan hızla sıkılması..
Kim sıkılır ki çizgiden.. Hele ki, ana elemanlar yerine ara dokunuşlarda & noktalarda kullandığımızı düşünürsek..
Asıl konumuz içmekanlara geçmeden önce,yukarıda bahsettiğim 50lerden gelen Breton çizgilerinin günümüze uyarlanmış versiyonlarından da örnek vermek isterim.Modada zamanla kendi yerini oluşturan ve kült olan çizgi dokunuşları,Şimdilerde daha sade, minimal hatlarda kullanılıyor ve oldukça tercih ediliyor. Spor & Şık deyiminin karşılığı gibi resmen..
Ve gelelim mekanlara...
İç mekanlarda çizginin en güzel kullanım alanı tartışmasız yine tekstiller. Yerine göre kalın veya ince yatay dikey detaylı. Kırlent,koltuk şalı/throw, nevresim veya tek bir puf. Stiller bambaşka olsa da çizgi detayının verdiği his kesinlikle çok başarılı.
Daha rüstik alanlarda konu ketenlere ve daha doğal dokulara kayıyor otomatik olarak, o zaman da yine doğadan olan taş renkleri, beyazlar bejler ile griler ve lacivertler harika birliktelikler sunuyor. Ve tabi ki siyahın zarif dokunuşları..
Tekstillerden bahsetmişken; Keten oldukça yakıştığını yukarıda da belirtmiştim. Tekstilleri döşemeler haricinde zeminlerde veya pencerelerimizde de düşünerek, gerekli olan desen dağılımını veya desenin girileceği alanı seçerken o kalemleri de unutmamamızda fayda var.
Zeminler mesela..
Bu çizgili desenli halı benim çok hoşuma gitti. Mekana katmak isteyeceğimiz bir hareketi akla ilk gelen yollarda aramaktansa, bazen farklı noktaları da değerlendirmek çok hoş sonuçlar doğurabiliyor. Dikkat ederseniz perdede de, aynı şekilde çizgi etkisini görebiliyoruz.
Peki aksesuarlar haricinde, ana mobilyalarda veya tek parça hareketli mobilyalarda ki çizgili seçimler için ne düşünüyorsunuz? Bu bazen kumaş ile olabildiği gibi, farklı yüzeyler veya farklı materyeller için de geçerli tabi ki. Sedef ve siyah lakeden yapılmış bir orta sehpa veya kadife ama çizgili desenli bir kanepe. Sade döşenmiş ve sakin bir mekana nasıl bir anda hava katıyor bir bakalım.. Hem de hiç göz yormadan.. Aşağıdaki galerilerde göreceğiniz görsellerin tarzından da anlayacaksınız ki, benim bu konuda ki tercihim biraz daha çağdaş ve modern dili olan mekanlardan yana oldu..
Konuyu yine tekstillere getirip, Yatak odalarına bir bakış atabiliriz....Nevresimlerle başlarsak konuya, çizgili desenler ile çok çağdaş ve modern havaları yakalamamız oldukça kolay.Minimal etkileri olan ince çizgili siyah&beyaz takımlarla neredeyse istediğiniz her rengi Match edebilirsiniz. İster monochrome olarak dingin halinden yararlanabilir;
İsterseniz biraz farklı desenler ve renkler ile sıcacık ve eğlenceli alanlar yaratabilirsiniz. Özellikle benim de sevdiğim pastel renk paletiyle örnekler vermeye çalıştım.Çok güzel ,yumuşacık kombinler olmuş.. Bence denemeye değer..
Tabi sadece nevresim olması şart değil bu birliktelikleri yaratmak için. Açık düz renklerde nevresim takımlarınızla veya farklı pastel tonlarda ki setlerinizle bu birlikteliği yatak üzeri şallar veya ayak ucu battaniyeler ile oluşturmanız da güzel sonuçlar verecektir. Yatak odanız geniş ise, bir köşede yer alan koltuk kumaşında veya koltuk üzeri şalda da bu etkiyi yaratabilirsiniz.
Peki ya duvarlar? Duvar tekstilleri? Hiç vazgeçmeyeceğimiz bir doku ise duvarkağıtları şüphesiz. Zaman zaman dümdüz duvarları tercih etsek de, zamanı geldiğinde o sıcaklık katan texture dokuyu duvarlarımızda görmekten hoşlanıyoruz. Bir mekanı en güzel giydiren öğelerden biri kesinlikle. Ve tabi ki çok çok uzun zamandır duvarkağıtlarında da tercih edilen bir desen çizgiler.. Bazen yatay bazen dikey olarak. Evet dikey olmasının mekanı daha yüksek gösterdiği kesin, ama böyle bir sorunu olmayan mekanlar için yatay çizgiler de güzel seçeneklerden olabilir.Yatak odalarında çok zarif duran ince çizgiler, bazen misafir tuvaletlerinde veya evin girişinde tek duvarda, bir konsol-ayna kombini ile..Ben yine farketmeden monochrome renklere gitmişim, siz daha farklı renklere yönelebilirsiniz tabi ki.. Ama bu sade tonlar ile diğer tüm kalemlerde yaşayacağınız özgür alanı tekrar hatırlatmak isterim..
Konu duvarlar ve çizgi hissi ise, bunu sadece duvarkağıdı ile elde etmemiz gerekmiyor tabi. Son yıllarda benim çok sevdiğim, görmekten asla bıkmadığım ahşap çıtalama sistemi veya fugalı lambriler.. Veya kısaca ahşap detaylar ile bu dikey veya yatay çizgi hissini elde edebiliyoruz. Hem de oldukça cool bir şekilde. Bazen meşe veya farklı kaplamalardan oluşan sıcacık ahşap görünüm çok şık bir görüntü verirken, bazen bazı mekanlara kalıplar ile kolayca elde edebileceğimiz alçı detaylar doğal dokular katabiliyor..Bazen de istediğimiz renk (yine tercihen pastel soğuk-sıcak tonlarda) lake cilalar ile bu detayları mekanlarımıza ekleyebiliriz. Bu detayları tek bir duvarda kullanabilirken, tüm duvarlarda hatta gizli dolaplar yaratarak da alanlarımıza ekleyebiliriz.Tek yapmamız gereken, marangozumuzdan isterken bu fugalı detayları veya hazır ahşap panelleri kullanmalarını önermek. Gerisi mekanın isteğine ve ihtiyacına kalmış..
Bu ahşap detayları sadece duvarlarda değil mobilyalarda da tercih etmeyi çok seviyorum. Artık hazır paneller sayesinde çok daha ekonomik ve kolay üretilir oldu bu detaylar. Hatta hazırda olan mobilyalarınıza bile eklemeler yapabilirsiniz.
Konu yine DIY yani kendin yap konusuna gelmişken, kumaş boyaları ile düz tekstillerinize bu kadar kolayca hareket kazandırmanız ve çizginin çoluğundan yararlanmanız oldukça kolay.. Aralarda düz birkaç kırlente yapmak bile yeterli.. Benim yapılacaklar listeme eklendi bile..
Ve tabi ki diğer alanlarda çizgiler.. Bazen seramik aksesuarlarda, bir tabloda veya heykelde, mimaride,fotoğrafta.... Sanatta..
Çizgi kullanımı hayatımızın her noktasında var aslında..Ben özellikle çok seviyorum. Bir aksesuarın - çantanın hiç farketmez çizgili bir detayı veya çizgili deseni varsa gözüm direk ona kayar.. Sizin nasıl çizgili ile aranız? benim kadar düşkün müsünüz? veya daha çok sevdiğiniz detay-desenler var mı? Merak ediyorum hem bu konu ile hem de desen tutkularınız ile yorumlarınızı görüşlerinizi paylaşın.. Çok değerli..
Sevgiler
Hande
